Dermapen

Nedir?

Dermapen, mikroiğneleme veya kolajen indüksiyon terapisi;

mikro düzeyde iğne yüzeylerine sahip, kalem şeklindeki bir cihaz yardımıyla cildin yüzeysel tabakasının uyarılmasıyla, ciltteki kozmetik problemlerin giderilmesini amaçlayan bir yöntemdir. Yöntem ile cildin temel yapısını oluşturan kolajen ve elastin gibi proteinlerin üretimi tetiklenir ve mevcut cilt organizasyonu yeniden düzenlenir. Böylece daha sağlıklı ve gençleşmiş bir cilt dokusu elde edilir.

Dermapen cihazı kalem veya çubuk şeklinde bir ekipmandır. Cilde temas ettiği yüzeyde çok sayıda mikro boyutta, kısa uzunlukta iğne yer alır. Mikroiğneler uygulama esnasında yalnızca cildin yüzeysel tabakasına ulaştığından, genellikle herhangi bir yaralanma, kanama veya cilt hasarına yol açmaz.

Sağlıklı bir cilt dokusu, cildin tabakaları epidermis ve dermisi oluşturan hücrelerin yanında, bu hücrelerce üretilen kolajen, elastin, fibronektin gibi farklı lif yapıdaki proteinler ile organize bir bütünlük gösterir. Kolajen ve elastin cildin dayanıklılığını, esnekliğini ve gerginliğini sağlayan temel yapılardır. Cildin güneş ışınları, hava kirliliği, kimyasallar gibi çevresel etkenlerle; enfeksiyonlar, kronik hastalıklar veya ilaçlar gibi sağlık sorunlarından kaynaklı etkenlere maruz kalması sonucu; dokudaki kolajen ve elastin yoğunluğu azalarak yapıları bozulur. Bunun sonucunda cilt yüzeyinde çatlaklar, kırışıklıklar, kuruluk, akne gelişimi gibi çok sayıda kozmetik problem meydana gelir.

Dermapen iğnesi ile cildin yüzeysel tabakasında mikro düzeyde delikler açılarak, cildin doğal iyileşme sürecinin başlatılması sağlanır. Cilt dokusunda açılan delikleri kapatmak üzere, hücresel yapılarını çoğaltmaya ve kolajen, elastin gibi proteinlerini üretmeye çalışır. Bunun sonucunda çeşitli nedenlerle yoğunluğu azalan yapısal proteinlerin sayısı artarken, cilt yeniden sağlıklı doku organizasyonunu elde etmeye başlar. Seanslar halinde uygulanan dermapen uygulaması sonrasında cildin sağlıklı yapısı geri kazandırılıp güçlendirilerek, kırışıklıkların giderilmesi, çatlak ve kuruluk problemlerinin ortadan kaldırılması ve akne gelişiminin önlenmesi mümkündür.

Yöntem sıklıkla yüz bölgesine uygulanmakla birlikte, kişinin sağlık durumunun elverişli olduğu durumlarda kalça bölgesi, el sırtı, kol bölgesi veya karın cildine de tatbik edilebilir. Uygulama öncesi ilgili bölge antiseptik solüsyonlar ve nemlendiriciler ile temizlenerek hazır hale getirilir. Yüz bölgesine uygulanacaksa makyaj gibi kimyasallar tamamen giderilir. İşlem başarısını artırmak için cilt yüzeyine hyalüronik asit solüsyonları, mezoterapi veya PRP uygulamaları yapılabilir. Uygulama yaklaşık 20 ila 40 dakika süreyle cilde titreşimli mikroiğneleme yapılmasıyla sağlanır. Cilt yüzeyi uygulama alanında homojen kalınlıkta dağılım göstermediğinden, cildin ince seyrettiği kimi bölgelerde çok hafif kanamalar gelişse de; yöntem cilt dokusuna herhangi bir hasar vermez. İşlem sonrası cilt tekrar uygun solüsyonlarla temizlenir ve bitirilir. İşlem sonrası cildin iyileşmesi birkaç günü bulabilir. Bu süre içerisinde ciltte kızarıklık, yanma hissi veya hassasiyet hissedilmesi normaldir.

  • İleri yaşa bağlı ciltte gelişen kırışıklıklar
  • Cilt yüzeyindeki çatlaklar
  • Yara izleri
  • Akne ve akneye bağlı gelişen yara izleri, gözenekler
  • Saç kaybı veya alopesi
  • Cilt yüzeyindeki kuruluklar
  • Güneşe maruz kalan cilt bölgelerinde gelişen yanıklar ya da güneş lekeleri
  • Cilt yüzeyindeki renk değişimleri veya lekelenmeler

Tüm bu cilt problemlerinin yaygınlıkla izlendiği göz çevresi, kazayağı adı verilen göz kenarları, alın bölgesi, kaş çevresi, gözaltı torbaları, dudak çevresi, boyun ve çene bölgelerinde dermapen rahatlıkla uygulanabilir.